Kudüs: Üç semavî dinin kutsal şehri
Kudüs önemi tarihine baktığımız zaman anlaşılacak kadim bir kenttir. Arapça, Kadusa yani ‘’Kutsandı’’ fiilinden türetilen Kudüs, aldığı isimden de anlaşılacağı üzere kutsal bir şehirdir. Beş bin yıllık geçmişi boyunca pek çok hükümdarın hayallerini süslemiş ve zıt kutupların üzerinde savaştığı adeta bir satranç tahtası olmuştur. Öyle ki tarih boyunca 52 defa saldırıya uğramış, 44 kez el değiştirilmiş ve en üzücüsü de 2 defa baştan aşağı yıkılıp talan edilmiş, yok edilmiştir.
İçindekiler
Kudüs’ün tarihi kısaca…
Kudüs’ün ilk fatihi Hz. Ömer’dir. İkinci İslam Halifesi Hz. Ömer, Kudüs’ü Bizanslıların elinden alarak Müslümanların yönetimine katmıştır. 1. Haçlı Seferi sırasında Hristiyanlar, Müslüman ve Yahudileri kılıçtan geçirilerek Kudüs’ü işgal etmişlerdir. Selahaddin Eyyubi, Kudüs’ü haçlıların elinden geri almış 1517 yılında ise Yavuz Sultan Selim, Kudüs’ü Osmanlı himayesine katarak mezkûr kadim şehirde 401 yıl sürecek Osmanlı hakimiyetini başlatmıştır. 2 kez yok edilmesine karşın 1. Dünya Savaşı’nda İngilizlerce kuşatılan kutsal şehri, top atışlarıyla zarar görmesin diye, savaşmadan boşaltan İzzet Bey gibi Osmanlı yöneticileri de olmuştur.
Şehrin ruhu; Hz. Ömer’in adaletinden, “Kudüs işgal altındayken ben nasıl gülebilirim ki…” diyen Selahaddin Eyyubi’nin sevgisinden pay alır. Tarihi dokusu; Akdeniz sahilinden Kudüs’e giden yolun, surlarla birleştiği noktaya El- Halil Kapısı’nı yaptırıp karşı duvarına ise ‘’La İlahe İllallah İbrahim Halilullah’’ yazdıran Kanuni Sultan Süleyman’ın diğer dinlere karşı hoşgörüsünün izlerini taşır. Çünkü Hz. İbrahim, şehirdeki Müslüman, Hristiyan ve Yahudi halklarının atasıdır. Ayrıca tarihin kesişme noktası olduğundan mıdır bilinmez, Kudüs’ün büyüleyici bir havası vardır.
Kudüs nerededir? Kudüs nerenin başkentidir?
Günümüzde Kudüs, her ne kadar ABD gibi bazı devletler tarafından İsrail’in başkenti olarak tanınsa da Müslümanlar için Filistin’in İsrail işgalindeki başkentidir. Orta Doğu’nun Kenan Bölgesi’nde, Akdeniz ve Lut Gölü arasında bulunan Yehuda Dağları’ndaki bir platoya konumlandırılmıştır. Kudüs konum olarak Filistin ile İsrail’in ortasındadır. İsrail, 1967 yılındaki ‘’Altı Gün Savaşları’’ndan sonra Kudüs’ü işgal etmiştir. Yarım asrı aşkın süredir de İsrail’in işgali altındadır.
Kudüs, üç semavi din (İslam – Yahudilik – Hristiyanlık) için de kutsal kabul edilir.
Kudüs neden 3 ilahi kökenli din için de kutsaldır? Kudüs’ün üç kutsal dinde önemi…
Yahudilik açısından Kudüs’ün önemi:
Yahudiler tarafından peygamber olarak kabul edilmeyip sadece bir kral olarak görülse de Hz. Davud (A.s.) tarafından fethedilerek İsrail Krallığı’nın başkenti yapılmış bir şehirdir. Bu nedenle Kudüs, Yahudiler için önemlidir. Ancak Kudüs’ün Yahudiler için kutsal kabul edilmesinin ikinci ve asıl sebebi Hz. Davud’un oğlu olan Hz. Süleyman’ın ‘’Beyt-ül Makdis’’ veya ‘’Bet- ha Mikdaş’’ ya da ‘’Süleyman Mabedi’’ olarak tabir edilen Yahudi ibadetinin temelini oluşturan kurban ibadetinin gerçekleştirildiği mabedin inşa edilmesidir. Burası Kubbet-us Sahra ve Mescid-i Aksa’nın bulunduğu Harem-i Şerif diye adlandırılan alanın içerisindedir. Ayrıca Yahudiler Süleyman Mabedi’nde kendi inançlarına göre hac görevlerini gerçekleştirdikleri yerdir.
Hristiyanlar için Kudüs’ün önemi:
Hz. İsa’nın (A.s.) Kudüs’te çarmıha gerildiğine, gömüldüğüne ve yine oradan dirildiğine inanıldığı için kutsal kabul edilir. Sinoptik İnciller’e göre; Hz. İsa gizlendiği Gethsemane Bahçesi’nde, Yahuda İşkariyot’un ispiyonuyla Romalı lejyonları ve Yahudi makamlarınca yakalanır. Ardından Kudüs’teki Kutsal Kabir Kilisesi’nde Hz. İsa çarmıha gerilir ve kabre konulur. Bu kilise bugün aralarında Roma Katolik Kilisesi, Rum Ortodoks ve Ermeni Patrikliği’nin de olduğu farklı mezheplerin temsilcileri tarafından yönetilir. Bu nedenle Kudüs, Hıristiyanlar için kutsaldır, önemlidir.
Müslümanlar için Kudüs’ün önemi ise:
Kudüs çok sayıda peygamberin görev aldığı bir yerdir. Müslümanlara göre Hz. Davud da Hz. Süleyman da Hz. İsa da peygamberdir ve o topraklarda görev yapmışlardır. Ayrıca Kudüs, Müslümanların ilk kıblesidir. Hz. Muhammed (S.A.V.) Kudüs’e doğru yönelerek namaz kılmıştır. Tüm bunların yanında Miraç hadisesi de Kudüs’te gerçekleşmiştir. Peygamber efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V.), İsra diye tabir edilen bir gece yolculuğu ile Burak isimli bir binekle Mekke’de bulunan Mescid-i Haram’dan Kudüs’te bulunan Mescid-i Aksa’ya götürülmüş Mescid-i Aksa’dan ise Miraç yani göğe yükselme Allah’ın huzuruna çıkma hadisesi gerçekleşmiştir. Ayrıca Kudüs’ün bulunduğu yer Kur’an-ı Kerim’de “Mukaddes toprak” (Maide 5/20) “İyi güzel bir yer” (Yunus 10/93) olarak geçmiştir.