Şeyh Şamil: Kafkas direnişinin sembol ismi
Kurtlar Vadisi’nde Polat Alemdar’ın “Sonunu düşünen kahraman olamaz.” sözü “Kafkas Kartalı” lakabıyla nam salmış Rusların korkulu rüyası Şeyh Şamil ‘e aittir. Şeyh Şamil, 17. Yüzyıldan itibaren İslam dininin yayıldığı Kuzey Kafkasya halkını Rusların işgaline karşı örgütlemiş ve özgürce yaşamaları için mücadele vermiş efsanevi bir liderdir. Kafkasya halkına hem ilmi hem dini anlamda öncülük etmiş savaş meydanında gösterdiği başarılarla Rus ordusu arasında “Kılıç işlemez” söylentisinin yayılmasına sebep olmuştur. Ayrıca Tolstoy’un ünlü romanı Hacı Murad, Şeyh Şamil’in naibidir.
“Mabedimiz vatan, mabudumuz hürriyettir. Vatansız ve hürriyetsiz Allah’a nasıl ibadet edilir?” sözü günümüzde hâlâ Müslümanlara ilham ve güç kaynağı olmaktadır.
İçindekiler
Şeyh Şamil hayatı
1797 yılında Dağıstan’ın Gimri köyünde dünyaya gelmiştir. Annesi ve babası ona ilk başlarda Ali ismini koymuş ancak Ali’nin sürekli hasta olmasından dolayı geleneksel bir yöntem olan isim değiştirme kararı almışlardır. Böylece çocuklarının iyileşeceğini düşünmüşlerdir. Böylece Ali’nin ismi Şamil (Şâmûîl, Şemûîl) olarak değiştirilmiştir.
Allah’ın bir hikmetidir isim değişikliğinden sonra Şamil’in hastalıkları iyileşti. Tüm bunlar olurken tarih boyunca orduların mücadele sahası alanına dönen Kafkasya ise Rusya tarafından hızla işgal ediliyordu. Kuzey Kafkasya Müslümanları, Ruslara karşı “Gazavat” adını verdikleri bir direniş hareketi oluşturmuşlardı.
Şeyh Şamil ise Nakşibendi şeyhi Cemaleddin Gazi Kamuki’den dini ve ilmi eğitimler almış kendini geliştirmişti. 1829’da Şamil’in birlikte ders aldığı arkadaşı Molla Muhammed, Gazavat Hareketi’nin liderliğine seçilmişti. O sıralarda 32 yaşında olan Şamil, Molla Muhammed’in de yardımcısı oldu ve birlikte Rusların işgaline karşı direnişi örgütlemeye başladılar. Molla Muhammed ve Şeyh Şamil, Ruslara karşı verdikleri mücadelede oldukça etkiliydiler.
Ancak Ruslar, Müslüman direnişçilere büyük bir darbe vurdu. Molla Muhammed şehit olmuş Şamil ise ağır yaralanmıştı. Direnişin başına ise Hamza Bey geçmişti. Fakat çok değil aradan 2 yıl geçmişti ki Hamza Bey, Rusların düzenlediği suikast sonucu hayatını kaybetti. Bu iki yıl içerisinde kendini toparlayan hem ilmi hem askeri yönde büyük tecrübe esinen Şeyh Şamil, Avar uleması tarafından Gazavat hareketinin lideri olarak seçildi. İşte bu noktada tarihin seyri değişecekti. 35 yıl süren onurlu bir mücadele başlayacak ve artık hiçbir şey Ruslar için kolay olmayacaktı.
Şeyh Şamil, Gazavat hereketinin lideri seçildi
Şeyh Şamil önce Ruslara karşı düzenli bir ordu kurdu. Bunun için ilk gelişim yerini Dağıstan olarak seçti. Amacı tüm Kafkasya’yı bir direniş alanına çevirmek ve Rusları, Kafkasya’dan tamamen çıkarmaktı.
Çeçenistan’da güçlenmeye başlayan Hacı Taşov ve Kibid (Kebed) Muhammed ile bir anlaşma yaptı. Bu anlaşma onun Dağıstan ve Çeçenistan’da yerini sağlamlaştırmasına vesile oldu. 1842 yılına gelindiğinde ise Çeçebistan’ın da tek hakim gücü Gazavat hareketi ve lideri Şeyh Şamil’di.
Şeyh Şamil önderliğindeki bu Müslüman hareketinin bu kadar güçlenmesi Rus çarı 1. Nikola’yı tedirgin etmeye yetmişti. Ruslar için Kafkasya, Orta Asya’ya açılan bir kapıydı. Zengin ham madde kaybaklarını kaybetmek istemiyorlardı. Bu yüzden ne olursa olsun Şeyh Şamil ve mücahitlerinin yok edilmesi Kafkasya’nın tamamen kontrol altına alınması gerekiyordu. Tarih 30 Aralık 1843’ü gösterdiğinde Çar 1. Nikola emrindeki General Neidhart’a Şeyh Şamil’in tüm ordularıyla birlikte yok edilmesi talimatını verdi. Ancak bu iş o kadar kolay değildi. Şeyh Şamil’in güçlü ve akıllıca hamleleri ile Ruslar ağır kayıplar vermişti. Başarısız olan General Neidhart görevden alındı ve yerine Prens Vorontsov tayin edildi.
Şeyh Şamil’in Rus çarına cevabı
Nikola çareyi elçiler göndererek Şeyh Şamil’i ikna etme yöntemine girişti. Ona Kafkasya’daki Müslümanları tek bayrak altında toplamaktan vazgeçmesi karşılığında para ve makam teklif etti. Bu Rusların klasik taktiklerinden biriydi. Kendilerine karlı direnenleri para ve makamla aklını çelmeye çalışır sonra da anlaşma sözlerine uymayarak onları esir tutarlardı.
Şeyh Şamil’in Çar 1. Nikola’nın gönderdiği generale cevabı sert oldu “General, senin yerinde eğer şu anda kendisi karşımda bulunmuş olsa ve bu sefil teklifleri bana bizzat yapmak cesaretinde bulunsaydı, ona ilk ve son cevabımı, şu kırbacım verirdi. Söyle ona! Başında bulunduğum bu kahramanlar topluluğunun kalplerinde kökleşen bu eşsiz zafer imanı kökünden kazınmadıkça ve en genç muhariplerimden en ihtiyar naiplerime kadar tek kurşunları ve tek kollan kalıncaya kadar bu mübarek vatanı son dağına, son köyüne ve en son kaya parçasına kadar karış karış müdafaa etmekten beni hiç bir kuvvet alıkoymayacaktır. Bu uğurda bütün evlât ve ayalimi kılıçtan geçirseniz, son zürriyetimi kurutsanız, en son müridimi yok etseniz tek başıma ve son nefesime kadar yine savaşacağım. Son cevabım budur General! Ben Nikola’yı tanımıyorum!”
Şeyh Şamil ve Osmanlı
8 Ekim 1853’te Kırım Savaşı başladı. Sultan Abdülmecid, Şeyh Şamil’e bir mektup yolladı. Onu Ruslara karşı cihada davet etti. Şeyh Şamil bu daveti kabul etti. Şeyh Şamil, Tiflis’e doğru yapılacak bir harekatın Rusları Kafkaslardan çıkaracağını düşünüyordu. Bu fikir Osmanlı Devleti tarafından kabul görmedi. Ayrıca Şeyh Şamil’e 1854 yılında Osmanlı tarafından Dağıstan Serdar-ı Ekrem’i unvanı verildi. Şamil, Tiflis’e harekat fikrinde ısrarcıydı. 1854’te Gürcistan’ın Kaheti bölgesine ordusuyla beraber girdi. Amacı Osmanlı ordusunu buraya doğru harekete geçmesini sağlamaktı ancak karşılık bulamadı ve Dargiye’ye çekildi.
Şeyh Şamil’in Osmanlılarla birlikte hareket etmesi ve Kafkasların tehlike altında olması Rusları mecburen savunmada kalmaya itti. Böylece Rus ilerleyişi sekteye uğradı.
Öyle ki o dönemlerde Osmanlı bahriyesinde görev yapan İngiliz Amirali Adulphus Slade hazırladığı bir raporda Rusların teslimiyete zorlanması için Kafkaslardan çıkarılması gerektiğini bunun için de Şeyh Şamil ile işbirliği yapılması gerektiğini belirtiyordu. Fakat dönemin şartları gereği bu tam istenildiği gibi gerçekleşmedi ve Rusların Kafkaslardan çıkartılması gibi tarihi bir fırsat değerlendirilememişti.
Direnişin kırılması… Şeyh Şamil teslim oluyor
Kırım Savaşı bitiminde Ruslar tüm dikkatini Kafkaslara çevirdi. Kafkas genel valisi olarak tayin edilen Prens Baryatinsky komutasındaki Rus ordusu Haziran 1857 yılında Şeyh Şamil ve orduları üzerine harekete geçti.
Ruslar, Osmanlı ve İran yönünden gelecek bütün ikmal ve silah yollarını kesmişti. Ayrıca o sırada Osmanlı Devleti, Tanzimat Fermanı, Islahat Fermanı, Eflak-Boğdan ve Karadağ’da çıkan isyanlar gibi iç ve dış meselelerle boğuşmaktaydı. Bu nedenle Gazavat hareketi yeterli desteği göremedi.
Şeyh Şamil ve mücahitler Ruslara karşı uzun kanlı bir mücadelenin içerisine girdi. Ancak direniş bir süre sonra kırıldı ve Şeyh Şamil, Gunup dağına çekilmek zorunda kaldı. Burada günler boyunca açlıkla ve susuzlukla mücadele verdi. Bir yandan da kazanmak için her yolu mübah gören Rus ordularına karşı onurlu bir direniş gösterdi. Bir süre sonra direniş kırıldı. Adamlarının çoğu şehit olan Şeyh Şamil, Kafkasya Müslümanlarının dinini aerbestçe yaşaması kaydıyla teslim oldu. O bu noktada dahi Müslüman halkı düşünüyordu. Ruslar teslim olması şartıyla kendisi, ailesi ve yanındaki kırk askerinin Osmanlı Devleti’ne gidebilmesine de izin vermişti. Ancak teslim olunca verilen sözler tutulmadı. Şeyh Şamil, Ruslar tarafından esir alındı. Saint Petersburg’a oradan da Kaluga’ya götürüldü. 10 yıl esaret altında kaldı.
Çar 2. Aleksander’dan önce Osmanlı’ya ve oradan hacca gitmek için talepte bulundu. Hem ilim hem savaşçı hem de karakteriyle çarların bile saygı duyduğu bir şahsiyet olmuştu. Çar 2. Aleksander bu talebi yerine getirdi.
Şeyh Şamil, İstanbul’da Sultan Abdülaziz tarafından Dolmabahçe Sarayı’nda ağırlandı. Hac görevini ifa etti. 1871 yılında Medine’de vefat etti. Cennetü’l Baki mezarlığına defnedildi.