Rasim Özdenören: Yedi Güzel Adam’ın son temsilcisi
Yedi Güzel Adam’ın son temsilcisi “Gül Yetiştiren Adam” Rasim Özdenören, 20 Mayıs 1940 yılında Maraş’ta doğmuştur. Ardında deneme ve öykü türünde pek çok eser bırakarak 23 Temmuz 2022’de vefat etmiştir. Rasim demek resmeden demektir. O öyküleriyle insanı ve toplumu resmetmeye çalışmıştır. Toplumsal ve bireysel acıları bazen bir kurgu içinde bazense bir an içinde kelimelerle çizmiştir. Yüzlerce öykü kaleme alan yazar bir röportajında “Hâlâ o yazmak istediğim öyküyü bulamadım” diyerek hayatının adeta yazdığı ilk öyküden son öyküsüne kadar bir arayış içerisinde geçtiğini aktarmıştır ve asla pes etmemiştir. Aklı ve aşkı iman teknesinde yoğurmuştur. Edebiyat dünyasında İslami düşüncenin öncü isimlerinden biri olmuş, Müslümanca yaşamanın nasıl olması gerektiğini denemelerinde aktarmıştır.
“Görmenin düzenini Allah öğretti. Onun öğrettiği yol dışında bir yol denemek boşuna uğraşmaktır. İnsan sahiden görmek istiyorsa, kendisine öğretilen yola teslim olacaktır.” Rasim Özdenören
İçindekiler
Rasim Özdenören’in Hayatı
Her insan bir öyküdür. Peki, bir öykü yazarı olan Rasim Özdenören’in hayat öyküsü nedir? Rasim Özdenören nerede doğmuştur? Nerelidir? Çocukluğu ve gençliği nasıl geçmiştir? Yedi Güzel Adam nasıl oluşmuştur? Eserleri nelerdir?
“…o ağlayış o gün bugündür devam ediyor bizde”
Yedi Güzel Adam’ın son temsilcisi deneme ve hikâye yazarı Rasim Özdenören 20 Mayıs 1940 tarihinde Hakkı Bey ve Ayşe Nezahat Hanım’ın ikiz evladından biri olarak Kahramanmaraş’ta doğmuştur. İkizi ise şair Alaeddin Özdenören’dir. Kendilerinden önce yine ikiz ablaları dünyaya gelmiştir. Ancak ikiz ablalarından biri daha 9 aylıkken ölmüştür. Rasim Özdenören’in dünyaya gelişi ilgi çekicidir. Kendi anlatımıyla ölü dünyaya gelmiştir. Yani doğumunda ağlamamıştır. Çevresindekiler tarafından ölü muamelesi yapılmıştır. Ancak daha önce bu konuda yaşadıklarından dolayı tecrübeli olan dayısının eşi, ölü zannedilen bebek Rasim Özdenören’in ayak topuğuna jiletle bir kesik atmıştır. Kanamaya başladığında bebeğin ağlama sesi de duyulmuştur. Rasim Özdenören bir röportajında bu durumu “…o ağlayış o gün bugündür devam ediyor bizde” diyerek özetlemiştir.
Babasının çıkan tayinleri nedeniyle ilk ve orta öğrenimini Kahramanmaraş, Malatya ve Tunceli şehirlerinde tamamlamıştır. Daha ilkokul ikinci sınıf sıralarında “kar beyaz bir kefen gibi her yanı kapladı” cümlesiyle öğretmenini ve sınıf arkadaşlarını derinden etkilemeyi başarmıştır. Bu onun kelamının gücünün ileride ne boyutlara ulaşacağının ufak bir göstergesidir.
1955 yılında babasının emekliliğinin ardından Maraş’a geri dönmüştür. 15 yaşında bir çocuktur. Kahramanmaraş Lisesi’ne kayıt olmuştur. Burada ileride tüm Türkiye’nin “Yedi Güzel Adam” olarak tanıyacağı büyük dostluğun da ilk adımları atılmıştır. Rasim Özdenören, Nuri Pakdil’in çıkardığı Hamle Dergisi’nde Sait Faik’in öyküleriyle karşılaşmıştır. Bu karşılaşma onun öykücülüğünün dönüm noktasıdır. Ömer Seyfettin okumakla geçen çocukluğu Sait Faik ile ilk gençlik yıllarına dönüşmüştür. Nuri Pakdil’in liseden mezun olmasının ardından Hamle Dergisi’nin “Yedi Güzel Adam” çıkarmaya devam etmiştir. Birbirlerini edebi açıdan sürekli beslemişlerdir.
“İnsanın bir anlık yaşantısını resmedebilmek”
Rasim Özdenören’in ilk öyküsü 1957 yılında Varlık Dergisi’nde “Akarsu” ismiyle yayımlanmıştır. Bu onun ilk yayımlanan öyküsüdür. Yazdıkça Akarsu büyük bir okyanusa dönecektir. Bir röportajında öykülerinde ne yazmak istediği konusuna “İnsanın bir anlık yaşantısını resmedebilmek” şeklinde değinmiştir. İşte bu çaba doğrultusunda Rasim Özdenören öyküler yazmıştır. Hep yazmak istediği öykünün peşindedir.
“Oysa zaman belki bir ömür boyu süren bir tek andır.” Rasim Özdenören
Lise bitiminde annesinin hatırı üzerine, gazetecilik okumak istemesine rağmen, İstanbul Üniversitesi’nde Hukuk okumuştur. Bu bölümden 1967 senesinde mezun olmuştur. Yine de gazetecilik isteğini bir kenara bırakmamış ve aynı üniversitede Gazetecilik okumuş, gazetecilikten de 1964’te mezun olmuştur.
1962 senesinde Sezai Karakoç ile tanışmıştır. Böylece suskunluk dönemi bozulmuş ve Soyut Dergisi için “Çocuk” isimli bir öykü yazmıştır.
1965’te Yeni İstiklal Gazetesi’nde Sanat ve Edebiyat sayfalarının düzenlenmesinde çalışmıştır. Gazetenin “Açık Mektup” köşesinde Celil Kahvecioğlu takma adıyla okuyucuların gönderdiği yazıları değerlendirmiştir. Daha sonra bu değerlendirmeler “Açık Mektuplar” ismiyle kitaba dönüşecektir.
1966’da Diriliş Dergisi’nde öyküleri yayımlanmaya başlamıştır.
Rasim Özdenören’in ilk öykü kitabı “Hastalar ve Işıklar” (1967) yayımlanmıştır.
1968’de kurulup 1969 yılında ilk sayısı çıkan Edebiyat Dergisi’nde yazmaya başlamıştır. Aynı zamanda bu derginin de isim babasıdır.
1970-71 yılları arasında Devlet Planlama Teşkikatı’nda Uzman Yardımcısı olarak çalışmaya başlamıştır. Bu sırada Amerika’ya yüksek lisans yapmak için gitmiştir. Türkiye’ye dönüşünde Kahramanmaraş’ta 28 Eylül 1971’de Ayşe Çalkaya’yla evlenmiştir. 1972 yılında askerliğini Bursa ve Şırnak’ta yapmıştır. 1973 yılında ilk çocuğu Ömer Umran dünyaya gelmiştir. Bir sene sonra ise kızı Merve doğmuştur.
1975 yılında ise Türkiye’de Kültür Bakanlığı Müşavirliği’nde müfettişlik görevinde bulunmuştur. Bir ara 1978 yılında devlet memurluğu görevinden istifa etmiş ancak 1980 yılında tekrar görevine dönmüştür.
1976’da bünyesinde Akif İnan, Cahit Zarifoğlu, Nazif Gürdoğan, Alaeddin Özdenören ve Erdem Bayazıt bulunan Mavera ilk sayısını yayımlamaya başlamıştır. 1990’a kadar çıkmaya devam eden dergi 164 sayı vermiştir. Rasim Özdenören de Mavera’ya dahil olmuştur.
“Çok sesli bir ölüm” adlı hikayesinin filmi çekilmiştir. Uluslararası Prag Tv Filmleri Yarışması’nda Jüri Özel Ödülü’ni almaya hak kazanmıştır.
İlk deneme kitabı “İki Dünya” 1979 yılında Türkiye Milli Kültür Vakfı tarafından Jüri Özel Ödülü almıştır.
1979’da “Gül Yetiştiren Adam” ismini verdiği ilk ve tek romanı çıkmıştır.
1980 yılında Gaffar Taşkın takma adıyla Yenidevir gazetesinde yazmaya devam etmiştir.
1982 yılında babasını kaybetmiştir. 2002 yılında ise annesini kaybetmiştir. 2003 yılında ise kardeşi şair Alaeddin Özdenören’in vefatıyla sarsılmıştır.
2009 yılında TBMM Üstün Hizmet Ödülü’nü almıştır. 2015 yılında ise Sakarya Üniversitesi tarafından Fahri Doktora unvanı verilmiştir. 2015’te Türkiye Cumhuriyeti Cımhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülü’ne layık görülmüştür.
2016’da Necip Fazıl Kısakürek Saygı Ödülü almıştır.
Rasim Özdenören’in ölümü
Rasim Özdenören 23 Temmuz 2022 Cumartesi günü bir süredir tedavi gördüğü Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde vefat etmiştir. Ölümü itibariyle 82 yaşında olan Rasim Özdenören’in ölüm sebebi KOAH’tır.
Rasim Özdenören Eserleri
- -Müslümanca Düşünme Üzerine Denemeler
- -Kafa Karıştıran Kelimeler
- -Müslümanca Yaşamak
- -Yaşadığımız Günler
- -Yumurtayı Hangi Ucundan Kırmalı
- -Çarpılmışlar, Çözülme
- -Çok Seseli Bir Ölüm
- -Gül Yetiştiren Adam
- -Hastalar ve Işıklar
- -Yeni Dünya Düzeninin Sefaleti
- -Ruhun Malzemeleri
- -Ben ve Hayat ve Ölüm
- -Yeniden İnanmak
- -Denize Açılan Kapı
- -Red Yazıları
- -Acemi Yolcu
- -İpin Ucu
- -Çapraz İlişkiler
- -Kent İlişkileri
- -Kuyu
- -Yüzler
- -Köpekçe Düşünceler
- -Düşünsel Duruş
- -Toz
- -Aşkın Diyalektiği
- -Eşikte Duran İnsan
- -Yazı, İmge ve Gerçeklik
- -Ansızın Yola Çıkmak
- -Hışırtı
- -İki Dünya
- -İmkânsız Öyküler
- -Siyasal İstiareler
- -Açık Mektuplar
Rasim Özdenören Ödülleri
- -“Çok sesli bir ölüm” ile Uluslararası Prag Tv Filmleri Yarışması’nda Jüri Özel Ödülü,
- -Türkiye Milli Kültür Vakfı Jüri Özel Ödülü, 1978 (İki Dünya adlı deneme kitabı ile)
- -Türkiye Yazarlar Birliği Yılın Hikâyecisi Ödülü, 1984 (Denize Açılan Kapı ile)
- – 2009 yılında TBMM Üstün Hizmet Ödülü,
- -T.C. Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü, 2015
- -Necip Fazıl Kısakürek Saygı Ödülü, 2016