enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp

İsveç gerçeği: Samiler’in Soykırımı

İsveç gerçeği: Samiler’in Soykırımı

İsveç dünyada “demokrasinin polisi” olarak tanınan bir ülkedir. Öyle midir? Her şeyin olduğu gibi İsveç’in de bir görünmeyen yüzü var aslında. Başka bir açıdan bakıldığında İsveç dünyada en çok silah ihracatı yapan ülkeler arasında yer alıyor. Özellikle PKK gibi terör örgütlerine destek verdiği konusunda güçlü iddialar var. Öyle ki teröristlerin mağaralarından İsveç yapımı ağır silahlara rastlanıyor. 200 yıldır yani 1814’ten beri hiçbir savaşa girmeyen, dünyanın barış ve demokrasi kavramlarıyla yan yana andığı İsveç neden bu kadar çok silah üretiyor? Ancak bizim bakış açımız İsveç’in yürüttüğü dış politikadan ziyade biraz daha içe yönelecek. İsveç gerçeğine… Irkçılığa… İsveç’in karanlık tarihine: Sami soykırımına. isveç sami soykırımı.

Samiler kimdir?

Samiler yaklaşık 4 bin yıl kadar önce Asya’dan Kuzey İskandinavya’ya gelmiş etnik bir gruptur. Samiler’e “Laponlar” ya da “Lapyalı” da denilmektedir. “Lapp” yama anlamıma geldiği için kendilerine bu ismin rengarenk giysilerinden dolayı alay etmek amacıyla verildiğini düşünürler. Bu yüzden asla “Lapon” ya da “Lapyalı” isimlerinin kullanılmasını istemezler. Kendi dillerinde Samicede bahsi geçen İsveç’in kuzeyindeki uçsuz bucaksız bu coğrafyaya Lappland yerine Sápmi derler. Toprakların çorak olması, karların yıl boyu varlığını koruması, ağaç boylarının kısa olmasından dolayı insanlar burayı “Dünya’nın Sonu” olarak adlandırmışlardır.

“Dünyanın Sonu” Sapmi

Samiler, Orta Çağ’da Vikingler ile sürekli savaşmış bir topluluktur. Bunun sonucunda Vikingler tarafından kutup dairesine sürülmüşlerdir. O zamanlar Orta Çağ’ın dünyanın en kalabalık toplumlarından biri olan Samiler’in günümüzdeki nüfusu 80 bin ile 100 bin arasındadır. Bu nüfus Norveç’in Finnmark idari bölgesinde, Finlandiya ve İsveç’in Lappland adını verdikleri bölgelerinde, Rusya’nın ise Kola Yarımadası’nda kıyı balıkçılığı, hayvancılık ve ren geyiği yetiştiriciliğiyle yaşamlarını sürdürürler.

6 Şubat Sami Ulusal Günü

Toprakları İsveç, Norveç, Finlandiya ve Rusya arasında paylaşılan Samilerin 6 Şubat 1917’de kendilerini yönetmek için ilk kez bir araya geldiler. Trondhem şehrinde gerçekleşen bu kongrede Samiler, kültür ve geleneklerini devam ettirebilmek, kendi topraklarında kendi kararlarını alabilmek için mücadele etme kararı aldılar. İşte bu günü Samiler, Uluslararası Sami Günü ilan etmişlerdir. Bu günde “Kofter” adını verdikleri ve Sami renkleri olarak kabul edilen kırmızı, yeşil, sarı ve mavi renkli ulusal kıyafetler giyilir, kültür etkinlikleri düzenlenir, ulusal yemekler dağıtılır ve yine aynı renklere sahip milli bayrakları açılır.

Samiler ve Ren Geyikleri

Samiler’in Yaşadığı Bölge/Harita

Samiler harita

Sami Bayrağı

İsveç’in Utancı Samiler… Kansız Soykırım

isveç sami soykırımı. Orta Çağ’ın en kalabalık ırklarından olan Samiler’in nüfusunun günümüzde 100 binlere düşmesi manidardır. Karanlık dönemler başlamadan önce Samiler’in nüfusu 1 milyon civarıdır. 17. Yüzyıl Samiler için karanlık dönemlerin başlangıcıdır. 1635’te İsveç’in kuzeyindeki gümüş madenlerinde köle gibi çalıştırılmışlardır. Çalışma kamplarında karın tokluğuna çalıştırılıp özgürlükleri ellerinden alınmıştır. Bu nedenle Samiler, İsveç’i terk etmek zorunda kalmışlardır. İsveç’te bugün Sami nüfusu ancak 15 bin civarıdır.

Samiler

Samiler’in dilleri yasaklandı. Topraklarına el konuldu.

18. ve 19. Yüzyıllarda Norveç ve İsveç Krallıkları Samiler’in yoğun yaşadığı kuzey bölgelerinde güçlenmek istediklerinden asimilasyon çalışmalarına başlamışlardır. Ayrıca Norveç ve İsveç, Samiler’i “ilkel, yabani” topluluklar olarak gördüklerinden onları kendi inançları doğrultusunda “medenileştirmeyi” ve “Hristiyanlaştırmayı” hak olarak görmüşlerdir. Bu uğurda Samiler 1889 yılında 7 yıllık zorunlu eğitime tabii tutulmuşlardır. Eğitimlerde Sami dili yasaktır ve çocukların hem dilleri hem de dinleri değiştirilmiştir. Ancak bununla da kalmayıp Güney’deki İskandinavları Kuzey’e yerleştirerek Samiler’in bölgedeki nüfus üstünlüğünü kırmışlardır.

Sami beşiğinde bebeğini tutan bir kadın – 30’lu yıllarda Vasterbotten’da Fritz Kautsky tarafından fotoğraflandı.

İsveç ve Norveç kendi hâllerinde tarım ve hayvancılık yapan Samiler’i uyguladıkları politikalarla iyice benliklerinden koparmaya kararlıydılar. 1913 yılında çıkarılan kanunlarla tarım arazilerini işlsmek için Norveççe ve İsveççe bilme hatta Norveç isimlerine sahip olma şartları getirtiler. Geçimlerini sürdürebilmek için mezkûr tarım arazilerine ihtiyaçları olan Samiler dillerinden uzaklaşmakla kalmadılar mecburen isimlerini değiştirerek benliklerinden de koptular.

“Ari Irk”ı korumayı amaçladılar

En verimli araziler bölgelere yerleştirilen İsveçli ailelere verilmiştir. Böylece Samiler daha az verimli alanlara doğru göçe zorlanmıştır. Tüm bunlar “Ari Irk”ı koruma teorilerini gerçekleştirmek için titizlikle uygulanmıştır.

1996’da henüz yakın geçmişte sürekli itildikleri ve techire zorlandıkları Kuzey’de ormanlık alanları kışlık olarak kullanamayacakları yönünde İsveç mahkemekerinden karar çıktı. Bu kararı Samiler’in lideri Olav Jahanson şöyle yorumlamıştır:

“Biz, bu bölgenin yerlileri için, bu karar beklenilmeyen bir karar değildi. İsveç adaleti hiçbir şekilde yerlilerin insan hakkını korumamaktadır. Bizim varlığımıza karşı alınan bu karar, İsveç’in diğer sömürgeci iktidarlardan hiçbir farkı olmadığını göstermektedir. Bize, bu durumda ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapılmaktadır. Sanki yüzyıllardır buralarda var olan yaşam tarzımız ve kültürümüz bilinmiyormuş gibi bize karşı tavır alınmaktadır.”

Şimdiye kadar aktarılanları İsveç resmi internet sayfasından aşağıdaki sözlerle kabul etmektedir:

“Archaeological finds suggest that the indigenous sami people have lived in the arctic region for thousands of years. From losing land to farmers and industries, to being subjugated to racial biology and having their religion, culture and language suppressed, the sami culture and lifestyle has survived into modern society.”

İsveç tarafından 63 bin kadın kısırlaştırıldı

Samilere uygulanan bu asimilasyon politikalarının en karanlık dönemi ve olayı ise 1920-1980 yılları arasında sistematik bir şekilde uygulanan kadınların ve kız çocuklarının kısırlaştırma politikasıdır. Yüzde 90’ı kadın 63 bin insan kısırlaştırılmıştır. Her ne kadar bu işlemlerin kendi istekleriyle yapıldığı iddia edilse de araştırmalarda baskı kurulduğu anlaşılmıştır. Keza içlerinde çocukların da olduğu düşünülünce herhangi bir rızadan söz edilememektedir. Kısırlaştırılanlar arasında Samiler ile birlikte Taterler (Göçerler) de vardır. Bu sayı neredeyse Samiler’in günümüzdeki nüfusuna denk düşmektedir. Nüfusuna oranla İsveç, Nazi Almanya’sından sonra en çok kısırlaştırma işlemi yapan ülkedir. Samiler’in benliklerini kaybetmeleri yetmiyormuş gibi çocuk sahibi olmaları engellenerek adeta yok edilmek istenilmiştir. Sizce de bu kansız soykırım değil de nedir?

Banu Avar – İsveç Gerçeği

Banu Avar’la Sınırlar Arasında isimli programda İsveç’in Samiler’e yönelik asimilasyon politikalarına değinilmiştir. Söylentilere göre İsveç dış işlerinden büyük tepki alınmıştır.

Sameblod

İsveç’in Samiler’e karşı ırkçı bakışını anlatan bir film: Sameblod

Sameblod: İsveç’in Samiler’e yönelik ırkçı politikalarını anlatan bir film. O filmden bir kare. isveç sami soykırımı.

Sameblod, 1930’larda İsveç’te geçiyor. Bir göçebe okulunda önyargı yaşadığı için Sami kökenini inkar etmeye karar veren 14 yaşındaki bir kızın hayatını konu ediniyor. Filmde Sami halkının yaşadığı zorluklara değiniliyor. “Demokrasinin polisi” olarak bilinen İsveç’in diğer yüzünü cesurca gösteriyor.

Kırım Tatar Türklerinin Sürgün Soykırımı

Yorumlar
  1. Adnan says:

    Bunu ilk defa duydum. Ne kadar gereksiz şey varsa gözümüze sokuluyor ancak böyle konular nedense hep göz ardı ediliyor. İsveç’in Samiler yönelik kendilerinin de kabul ettiği bu soykırım çok üzücü. Diğer bir üzücü olan şey ise başkalarına akıl verirken kendilerinin bu halde olması.