Hucurat Suresi: Kur’an-ı Kerim’de insan ilişkilerini düzenleyen sûre
Medine dönemi hicretin 9. yılında inen Hucurat Suresi (Arapça: سورة الحجرات) 18 ayetten oluşur. Kuran-ı Kerim’in 49. Suresidir. 26. Cüz, 516. Sayfada yer alır. 353 kelime ve 1493 harften oluşur. Fetih Sûresi‘nin ardından inmiştir. Arapça kökenli bir kelime olan Hucurat, Hücre kelimesinin çoğuludur. Hücreler, odalar anlamına gelir. Tabii surede Hucurat denilerek kastedilen ise Mescid-i Nebevî’nin yanındaki Hz. Muhammed (S.A.V.) ve ailesine ait odalardır.
İçindekiler
Hucurat Suresinin inme sebebi nedir?
Hucurat Suresinin inme sebebi Medine’ye gelip Hz. Peygamber (s.a.v.) ile görüşmek isteyen Temimoğulları kabilesine üye bazı isimlerin kaba ve haddi aşan davranışlarıdır.
Hucurat Suresi konusu içeriği nedir?
Resulullahın görevi sadece tebliğ değil onların uygulanmasını da sağlamak olmuştur. Hucurat Suresinde de insan ilişkilerinde nasıl davranmamız gerektiği emredilmiştir. Hucurat Suresinin konusu Müslümanların, Allah ve Resulüne karşı uyması gereken davranışların yanı sıra kendi aralarında ve başka insanlarla ilişkilerinde dikkat edilmesi gereken ahlaki hususlardır. Herhangi bir uyuşmazlık durumunun nasık çözülmesi gerektiği izah edilmiştir. Hucurat Suresi örnek bir Müslümanın nasıl olması gerektiğini anlatmaktadır. Müslüman bir insanın başkalarıyla iletişiminde takınması gereken güzel ahlakı anlatır. Sevgili Peygamber’imiz de bu konuda bizlere yol göstermiştir.
Hucurat suresinin içeriği iki bölüme ayrılabilir. İlk bölüm 1-10 arasındaki ayetler olarak kabul edilebilir. Burada iyi ve erdemli davranışlara yönelten emirler vardır. İkinci bölüm olarak değerlendirebileceğimiz 11-18 arasındaki ayetlerdir. Burada ise kötü ve çirkin davranışlardan bahseden ve onları yasaklayan emirler vardır.
Hucurat Sûresi’nde geçen insan ilişkileriyle ilgili uyulması gereken 9 kural
1-) Size gelen bir haberin doğruluğunu araştırın. (Hucurat, 6)
2-) Adaletli davranın. (Hucurat, 9)
3-) Mü’minlerin arasını düzeltin. (Hucurat, 10)
4-) Alaya almayın. (Hucurat, 11)
5-) Birbirinizi ayıplamayın. (Hucurat, 11)
6-) Birbirinizi karalamayın, birbirinizi (kötü) lakaplarla çağırmayın. (Hucurat, 11)
7-) Zannın bir çoğundan sakının. (Hucurat, 12)
8- ) Kusurları ve mahremiyetleri araştırmayın. (Hucurat, 12)
9-) Birbirinizin gıybetini yapmayın. (Hucurat, 12)
Hucurat Suresi Arapça Okunuşu
1.Ya eyyühellezıne amenu la tükaddimu beyne yedeyillahi ve rasulihı vettekullah innellahe semıun alım
2.Ya eyyühellezıne amenu la terfeu asvateküm fevka savtin nebiyyi ve la techeru lehu bil kavli ke cehri ba’dıküm li ba’dın en tahbeta a’malüküm ve entüm la teş’urun
3.İnnellezıne yeğuddune asvatehüm ınde rasulillahi ülaikel lezınemtehanellahü kulubehüm lit takva lehüm mağfiratüv ve ecrun azıym
4.İnnellezıne yünaduneke miv verail hucürati ekseruhüm la ya’kılun
5.Ve lev ennehüm saberu hatta tahruce ileyhim le kane hayral lehüm vallahü ğafurur rahıym
6.Ya eyyühellezine amenu in caeküm fazikum bi nebein fe tebeyyenu en tüsıybu kavmem bi cehaletin fe tusbihu ala ma fealtüm nadimın
7.Va’lemu enne fıküm rasulellah lev yütıy’uküm fı kesırim minel emri le anittüm ve lakınnellahe habbebe ileykümül ımane ve zeyyenehu fı kulubiküm ve kerrahe ileykümül küfra vel füsuka vel ısyan ülaike hümür raşidun
8.Fadlem minellahi ve nı’meh vallahü alımün hakım
9.Ve in taifetani minel mü’minınaktetelu fe aslihu beynehüma fe im beğat ıhdalüma alel uhra fe katilületı tebğıy hatta tefıe ila emrillah fe in faet fe aslihu beynehüma bil adli ve aksitu innellahe yühıbbül müksitıyn
10.İnnemel mü’minune ıhvetün fe aslihu beyne ehaveyküm vettekullahe lealleküm türhamun
11.Ya eyyühellezıne amenu la yeshar kavmün min kavmin asa ey yekunu hayram minhüm ve la nisaüm min nisain asa ey yekünne hayram minhünn ve la telmizu enfüseküm ve la tenabezu bil elkab bi’sel ismül füsuku ba’del iman ve mel lem yetüb fe ülaike hümüz zalimun
12.Ya eyyühellezıne amenütenibu kesıram minez zanni inne ba’daz zanni ismüv ve la tecessesu ve la yağteb ba’duküm ba’da e yühıbbü ehadüküm ey ye’küle lahme ehıyhi meyten fe kerihtümuh vettekullah innellahe tevvabür rahıym
13.Ya eyyühen nasü inna halaknaküm min zekeriv ve ünsa ve cealnaküm şüubev ve kabaile li tearafu inne ekrameküm ındellahi etkaküm innellahe alımün habır
14.Kaletil a’rabü amenna kul lem tü’minu ve lakin kulu eslemna ve lemma yedhulil imanü fi kulubiküm ve in tütıy’ulahe ve rasulehu la yelitküm min a’maliküm şey’a innellahe ğafurur rahıym
15.İnnemel mü’minunellezıne amenu billahi ve rasulihı sümme lem yertabu ve cahedu bi emvalihim ve enfüsihim fı sebılillah ülaike hümüs sadikun
16.Kul etüallimunellahe bi dıniküm vallahü ya’lemü ma fis semavati ve ma fil ard vallahü bi külli şey’in alım
17.Yemünnune aleyke en eslemu kul la temünnu aleyye islameküm belillahü yemünnü aleyküm en hedaküm lil ımani in küntüm sadikıyn
18.İnnellahe ya’lemü ğaybes semavati vel ard vallahü basıyrum bima ta’melun
Hucurat Suresi Türkçe Anlamı (Meali)
1.Ey iman edenler! Allah’ın ve Peygamberinin önüne geçmeyin. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz, Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.
2.Ey iman edenler! Seslerinizi, Peygamber’in sesinin üstüne yükseltmeyin. Birbirinize bağırdığınız gibi, Peygamber’e yüksek sesle bağırmayın, yoksa siz farkına varmadan işledikleriniz boşa gider.
3.Allah’ın elçisinin huzurunda seslerini kısanlar, Allah’ın, gönüllerini takvâ (Allah’a karşı gelmekten sakınma) konusunda sınadığı kimselerdir. Onlar için bir bağışlanma ve büyük bir mükâfat vardır.
4.(Ey Muhammed!) Odaların arkasından sana bağıranların çoğu aklı ermeyen kimselerdir.
5.Onlar, sen yanlarına çıkıncaya kadar sabretselerdi, elbette kendileri için daha iyi olurdu. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
6.Ey iman edenler! Size bir fasık bir haber getirirse, bilmeyerek bir topluluğa zarar verip yaptığınıza pişman olmamak için o haberin doğruluğunu araştırın.
7.Bilin ki, aranızda Allah’ın elçisi bulunmaktadır. Eğer o, birçok işlerde size uysaydı, sıkıntıya düşerdiniz. Fakat Allah, size imanı sevdirmiş ve onu gönüllerinize güzel göstermiş; inkârı, fasıklığı ve (İslam’ın emirlerine) karşı çıkmayı da çirkin göstermiştir. İşte bunlar doğru yolda olanların ta kendileridir.
8.Allah, kendi katından bir lütuf ve nimet olarak böyle yaptı. Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir
9.Eğer inananlardan iki grup birbirleriyle savaşırlarsa aralarını düzeltin. Eğer biri ötekine karşı haddi aşarsa, Allah’ın buyruğuna dönünceye kadar haddi aşan tarafa karşı savaşın. Eğer (Allah’ın emrine) dönerse, artık aralarını adaletle düzeltin ve (onlara) adaletli davranın. Çünkü Allah, âdaletli davrananları sever.
10.Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin.
11.Ey iman edenler! Bir topluluk bir diğerini alaya almasın. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kadınlar da diğer kadınları alaya almasın. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Birbirinizi karalamayın, birbirinizi (kötü) lakaplarla çağırmayın. İmandan sonra fasıklık ne kötü bir namdır! Kim de tövbe etmezse, işte onlar zâlimlerin ta kendileridir.
12.Ey iman edenler! Zannın bir çoğundan sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurlarını ve mahremiyetlerini araştırmayın. Birbirinizin gıybetini yapmayın. Herhangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz! Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah tövbeyi çok kabul edendir, çok merhamet edendir.
13.Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdâr olandır.
14.Bedevîler “İman ettik” dediler. De ki: “İman etmediniz. (Öyle ise, “iman ettik” demeyin.) “Fakat boyun eğdik” deyin.2 Henüz iman kalplerinize girmedi. Eğer Allah’a ve Peygamberine itaat ederseniz, yaptıklarınızdan hiçbir şeyi eksiltmez. Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”
15.İman edenler ancak, Allah’a ve Peygamberine inanan, sonra şüpheye düşmeyen, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenlerdir. İşte onlar doğru kimselerin ta kendileridir.
16.(Ey Muhammed!) De ki: “Siz Allah’a dininizi mi öğretiyorsunuz? Oysa Allah, göklerdeki ve yerdeki her şeyi bilir. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.”
17.Müslüman olmalarını bir lütufta bulunmuş gibi sana hatırlatıyorlar. De ki: “Müslüman olmanızı bir lütuf gibi bana hatırlatıp durmayın. Tam tersine eğer doğru kimselerseniz sizi imana erdirmesinden dolayı Allah size lütufta bulunmuş oluyor.”
18.Şüphesiz Allah, göklerin ve yerin gaybını bilir. Allah yaptıklarınızı hakkıyla görendir.