Ya Rahim, Ya Rahman
Unsur Mevlana as-Sultan
Wa ksur aadana al-Italiyan
Ey en merhametli, ey merhametli,
padişahımızı padişah kıl
ve düşmanımızı İtalyanları mağlup et
İzzeddin El Kassam / Osmanlı-Libya Direniş Marşı, 1911
O, birinci cihan harbinde sömürgeciler tarafından kuşatılan Osmanlıyı yalnız bırakmadı. İtalya’nın Trablusgarp’ı (1911) işgale kalkıştığı sıralarda İzzeddin El Kassam, Suriye’de vaizlik yapıyordu. Libya’dan çok uzakta olmasına rağmen İtalyan işgaline karşı harekete geçti. Yaptığı vaazlar ile halkı direnişe davet etti. Kassam’ın mücadelesi bununla sınırlı kalmadı. Osmanlı ordusuna gönüllü asker olarak yazıldı. Tüm engelleme girişimlerine karşı yine de Libya’da savaşan askerler için maddi yardım toplamak için çalıştı. Ve yukarıdaki Osmanlı-Libya direniş marşını Osmanlı askerleri için kaleme aldı.
“Önemli olan bu savaşı bizim kazanmamız değildir. Asıl önemli olan bizim İslam ümmetine ve gelecek tüm dünya Müslümanlarına iyi bir örnek olmamız ve onlarda cihat ruhunu diriltmemizdir.” İzzeddin Kassam
İçindekiler
Filistin’in özgürlük mücadelesinin önemli isimlerinden biri olan İzzeddin el-Kassam, 1880’de Suriye’nin Lazkiye kasabasına bağlı Cebele köyünde dünyaya geldi. Babası bir müderristi. Dünya görüşünün temellerini babasının yanında attı. Daha sonra Kahire’ye gitti ve El-Ezher Üniversitesinde eğitim gördü. Eğitimini tamamladıktan sonra tekrar Cebele’ye döndü. Ama bu sefer babası gibi kendisi de müderristi.
İzzeddin El Kassam için müderrislik gibi ilmi ve ulvi bir görev yapmak oldukça kıymetli bir işti. Ancak sömürgeci batı ülkeleri Müslümanların yaşadıkları topraklara göz dikmişti. Bu nedenle işgalcilerle mücadelede daha aktif olmak gerektiğini anladı. O sırada İtalya, Trublusgarb’ı işgale kalkışmıştı. İzzeddin El Kassam, halkı direniş için örgütledi ve 250 kişilik Müslüman direnişçilerle beraber Osmanlı askerlerine destek olmak için Libya’ya doğru yola çıktı. Ancak İskenderiye Limanı’nda bir aydan uzun bir süre 250 kişilik gönüllü ile Libya’ya gidebilmek için beklemek zorunda kaldı. Bu bekleyiş sırasında Balkan Savaşı patlak verdi. Trublusgarp düşmüştü. Cepheye gidemeden geri döndü.
Tabii tüm bunlar verdiği onurlu mücadelenin sadece bir başlangıcıydı. Çünkü o sırada 1.Dünya Savaşı başlamıştı. Bunun üzerine Kassâm, Osmanlı ordusuna yazıldı ve askeri eğitim gördü. Osmanlı’nın savaşı kaybetmesinin ardından Suriye’ye döndü. Burada Orta Doğu’nun Osmanlı Devleti’nden ayrılmaması için mücadele verdi. Bu uğurda Ömer el- Baytâr ile beraber Suriye’de Fransızlara karşı cihat başlattı. Fransızlara işgalin o kadar kolay olmayacağını ağır kayıplar verdirerek öğretti. Fransızlar, el-Kassâm için ölüm fermanı çıkarttı. Fransızların Suriye’nin büyük çoğunluğunu kontrol altına almasıyla kendisini Filistin’in Hayfa şehrine attı. (1922) İşte, İzzeddin El Kassam’ın adını tarihe yazdığı direnişi burada başlayacaktı.
Filistin toprakları da diğer Müslümanların yaşadığı topraklar gibi zor durumdaydı. Siyonizm, Filistin topraklarında örgütleniyordu. İngilizler, Yahudileri bu topraklara yerleştiriyordu. Kassâm tüm bunların farkındaydı.
1926 yılında Genç Müslümanlar Birliği isimli bir teşkilata katıldı ve kısa sürede bu teşkilatın başkanı oldu. Ardından Suriye’de olduğu gibi öncelikle halkı bilinçlendirdi. Yahudilere karşı arazi satılmasını engellemeye çalıştı ve cihada hazırlanmaya başladı. Bunun için de yeterli donanıma sahip mücahitler gerekiyordu. Tüm özveriyle bu uğurda çarpışacak direnişçiler yetiştirmeye başladı. Kassam, Siyonizmle mücadelede kurduğu birliğe Kassamiler denildi.
Kassamiler’in başarıları İngilizleri ve Siyonistleri telaşlandırdı. Kassam mücahitleri eylemlerini çok gizli yürütüyordu. Bu da İngiliz askeri teşkilatlarını zorluyordu.
Filistin halkına direniş ruhunu ilk aşılayan isim olan İzzeddin El Kassam 20 kasım 1935’te şehit düştü. O gün emrindeki 14 kişilik birlikle silah eğitimi yapacaktı. Bunun için Batı Yaka şehirlerinden biri olan Cenin’in Ya’bed Tepesi’ne çıkmışlardı. Gizliliğe çok dikkat göstermelerine rağmen İngilizler için çalışan bir casus Kassam’ın yerini ihbar etmeyi başardı. 500 kişilik tam donanımlı İngiliz ordusu havadan ve karadan saldırı düzenledi. Bu cesur 14 savaşçı Kassam önderliğinde teslim olmayı düşünmeden İngilizlere karşı çarpıştılar. Şafaktan öğlene kadar süren çatışmalar sonucunda İzzeddin el-Kassam şehit düştü. (Allah ondan razı olsun)
Şeyh İzzeddin el Kassâm’ın (1882-1935) kabri, Beled eş-Şeyh köyü – Hayfa.
Filistin direnişin sembolü haline gelen İzzeddin El Kassam büyük bir kalabalık eşliğinde Bacur Şehitliğine defnedildi. Bu sırada yine İngilizlerle, Kassam’ım cenazesi için toplananlar arasında olaylar çıktı. Daha sonraları 19 Nisan 1936’da ilk intifâda sayılan Filistin ayaklanmasında Kassâmcıların etkisi büyüktü.
İzzeddin El Kassam başlattığı bu direniş ruhu ölümünün ardından da devam etmektedir. Şahsiyeti ile bıraktığı intiba bugün hala mücahitlere ilham olmaktadır. Hamas’ın İzzeddin el-Kassam Tugayları onun ismini taşır. Ayrıca Hamas’ın kullandığı roketlerin adı Kassam Roketleri’dir.
Kassâm, haklı mücadelerle dolu ömrüne bir de kitap bırakmıştır. Bu kitabı Suriyeli liderlerden biri olan Muhammed Kâmil el-Kassâb’la beraber yazmıştır. Muhammed Şubhî Huzeyrân’a reddiyedir ve içeriği cenaze konusu olmak üzere bazı başka bid‘atlara ilişkindir. (en-Naḳd ve’l-beyân fî defʿi evhâmi Huzeyrân, Dımaşk 1925)
