Bilal-i Habeşi: İslam’ın ilk müezzini
Peygamber efendimiz Hz. Muhammed (SAV)’in peygamber oluşundan (610) yaklaşık 30 yıl önce doğan (581) Bilal-i Habeşi veya Bilal bin Rebâh, İslam’ın ilk müezzinidir. Annesinin adı Hamâme babasının adı Rebâh’tır ve Mekke’de Habeşli (Etiyopyalı) siyahi bir köle olarak dünyaya gözlerini açmıştır. Ezan deyince akla ilk o gelir; çünkü Hz. Peygamber’in ona öğrettiği ezanı ilk okuyan kişi Bilal-i Habeşî’dir. Ayrıca Bilal-i Habeşî tüm baskılara rağmen açıktan Müslüman olduğunu söyleyen ilk yedi sahabiden birisidir. İslamı Hz. Ebû Bekir aracılığı ile kabul etmiştir.
İçindekiler
Bilâl-i Habeşî’nin kölelik yılları…
İlk zamanlarda Hz. Bilal, Ümeyye b. Halef isimli azılı bir müşrikin yanında köleydi. Siyah tenli, uzun boylu, zayıf yüzlü, kamburca, gür ve kır saçlıydı. Bilal’in sesi de oldukça güzeldi. Efendisi (!) Ümeyye b. Halef, onun şenliklerde şarkılar söylemesine izin verirdi. Bir gün Ümeyye b. Halef, Bilal-i Habeşi’nin kendisinden gizlice Müslüman olduğunu duymuştu. Bilal’e bunun doğru olup olmadığı sorduğu zaman Bilal, kendisinin köle olduğunu ancak kimsenin kendi imanının efendisi olmadığını söyleyerek Müslüman olduğunu adeta yürekten haykırmıştı. Bunun üzerine müşrik Ümeyye b. Halef, onu Mekke’nin öğle vaktinin kavurucu sıcağı altında sırt üstü yatırıp göğüsüne ağır taşlar koyarak işkenceler etti; onu İslamiyet’ten vazgeçirmeye ve Lât ile Uzzâ’ya tapınmaya zorladı. Ancak Bilal-i Habeşî tüm bu ağır işkencelere rağmen hakikatı haykırmaya “Ahad” (Allah birdir.) demeye her defasında devam etti. Bilal’in bu işkenceler karşısında direnişi bir çok müşriki derinden etkiledi. Ve belki de bir çoklarının İslamiyet ile şereflenmesine vesile oldu.
Bilâl-i Habeşi’nin özgürlüğüne kavuşması…
Hz. Bilal’in gördüğü bu işkencelere Hz. Ebubekir (r.a) bir son verdi. Güçlü bir köleyi Bilal karşılığında Ümeyye b. Halef’e verdi ve Bilal-i Habeşi özgür kaldı. (Bazı kaynaklarda Hz. Ebubekir’in onu para karşılığı özgürlüğüne kavuşturduğu da rivayet edilir.)
Hz. Ebubekir (r.a)’ın Bilal-i Habeşi’yi özgürlüğüne kavuşturduğu bu olay üzerine Hz. Ömer’in “Ebû bekir bizim efendimizdir; o, diğer efendimizi (Bilal’i kast ederek) özgürlüğüne kavuşturmuştur” dediği söylenir. (ibn Sa’d, Tabakât, 3:213).
Oldukça alçak gönüllü, mütevazı bir karaktere sahip olan Bilal-i Habeşi artık özgürdü. Ömrü boyunca Peygamber Efendimizin yanından hiç ayrılmadı. Peygamberimizin ve onun evinin ihtiyaçlarında yardımcı oldu. Abdest suyunu taşıdı. Savaşlarda geceleri koruma görevi yaptı. Elçileri ağırladı, Peygamber’in emriyle bazı ödemeler yaptı.
Ezanı ilk Hz. Bilal okudu
Bilal-i Habeşi’nin ilk kısımda bahsettiğimiz gibi sesi oldukça güzeldi. Hicretin 1. yılında Hz. Peygamber’in insanları namaza davet için öğrettiği ezanı ilk defa Hz. Bilal okudu. O artık Hz. Muhammed’in müezziniydi; hazarda, seferde ve zaferde İslam’ın çağlar aşan çağrısı ezanı okudu.
Bilal-i Habeşi sabah ezanını biraz erken okurdu. “Es-salâtü hayrün mine’n-nevm” (Namaz uykudan hayırlıdır) ibaresi Bilal-i Habeşi’nin eklemesidir. Ve bu cümle Hz. Muhammed (SAV)’in oldukça hoşuna gitmiştir. Bilal’den sabah ezanlarında bu sözü devamlı söylemesini istemiştir.
Bedir Savaşı‘nda esir alınan ve köleliği zamanında ona işkenceler eden Ümeyye b. Halef’in öldürülmesini sağladı.
Bilal-i Habeşi belirttiğimiz gibi Peygamber Efendimizin yanından hiç ayrılmadı.Vedâ haccında da yanındaydı. Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV) onu “Seyyidü’l-Müezzinîn” (Müezzinlerin Efendisi) olarak nitelendirdi.
Allah Resulü’nün vefatının ardından Hz. Bilal ezan okumadı. Peygamber’in kendisine “Ey Bilâl! Allah yolunda cihaddan daha faziletli bir amel yoktur” dediğini hatırlayıp Medine’de durmadı. Suriye’ye giderek bir çok bölgenin cihadı için mücadele etti.
Şam’da bir gece Hz. Muhammed (SAV)‘i rüyasında gördü. Allah Resulü rüyasında Bilal’den kendisini ziyarete gelmesini istiyordu. Hz. Bilal bunun üzerine uzun bir zamandan sonra Mediye geldi ve Peygamber Efendimizin kabrini ziyaret etti. Onu görenlerin isteği üzerine yıllar sonra Medine’de Ezan-ı Muhammedi‘yi okudu. İşte bu, Bilal’in okuduğu son ezandı.
63 yaşında Şam (Dımaşk)’da vefat etti. (641) Bilal-i Habeşi’nin kabri, Şam Bab Sagir Mezarlığı’ndadır.
Onun türlü işkencelere rağmen kırılmayan imanı gibi gür, güçlü; Peygamber aşkıyla hoş, güzel sesiyle okuduğu ezan, işte o günlerden beri yine aynı iman ve aşkla semalarda yankılanmaktadır.