enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp

300 bin altını kaçıran kişi: Sudanlı Zenci Musa

300 bin altını kaçıran kişi: Sudanlı Zenci Musa

Eşref Bey’in emir eri Zenci Musa
İsa peygambere omuzlarını ödünç verir.
ve Peygamber bu sayede göğe tırmanabilir.

Mehmet Akif Ersoy

Zenci Musa kimdir?

Girit’te dünyaya gelen ve 1900’lü yılların başında Osmanlı Devleti’nin içerisinde bulunduğu zor durumlarda devletine yardım eden fedakâr kişilik Sudanlı Musa, yaptıkları ile birçok insanın gönlünde taht kurmuş bir kahramandır. Kahire’de yetişen ve Zenci Musa olarak da bilinen Sudanlı Musa, İngiliz ve İtalyanların işgal girişimlerine karşı vatanını cansiparane savunmuştur.

1880 yılında doğan Sudanlı Zenci Musa, babasının erken yaşta ölmesi nedeniyle dedesi tarafından Kahire’de yetiştirilmiş ve sıkı bir eğitimden geçmiştir. Kahire’de iken arkadaşları, Musa’ya “Zenci” lakabını takmış ve o günden itibaren ismi Zenci Musa olmuştur. Yaklaşık 2 metre boyunda olan bu kişilik, gösterdiği mücadeleler ile kendini kanıtlamış bir kahramandır. Bu nedenle birçok insan, Sudanlı Musa’nın Osmanlı Devleti’nin buhranlı dönemlerinde yaptıklarından dolayı onu saygıyla anmaktadır.

Sudanlı Musa, çeşitli eğitimlerden geçti ve aldığı eğitimlerin neticesinde Mısır Hidivi’nin kuzeni Prens Ömer Tosun Paşa’nın hizmetine girdi. O Mısır’da iken Osmanlı Devleti ile İtalya arasında Trablusgarp Savaşı çıktı. Bu savaş, Osmanlı güçlerinin Trablusgarp’a güç bela gitmesinden ötürü oldukça zorlu idi. Bu savaşın olduğu dönemde, Sudanlı Musa’nın hayatında oldukça etkili olacak bir isim, Kuşçubaşı Eşref ile Sudanlı Musa’nın yolları kesişti. 1911-12 yılları arasında savaşın Derne Cephesi’nde Kuşçubaşı Eşrefle Sudanlı Musa, bir talim esnasında tanıştı. Bu tanışma, Sudanlı Musa’nın hayatının farklı şekillenmesini sağlayacaktı.

Kuşçubaşı Eşref, Sudanlı Musa’nın disiplinli bir şekilde çalışmasından ötürü onu emir eri yaptı. Trablusgarp Savaşı, Balkan Savaşı, Çanakkale Savaşı ve Kudüs Cephesi’ne bu ikili birlikte gitti. Sudanlı Musa, Çanakkale Savaşı’nda açılan cephelerden bir tanesinde Süveyş Kanalı’nın işgali esnasında bu işgale direndi. Burada gösterdiği mücadele ile Sudanlı Musa’nın namı her yere yayıldı ve bu kahraman şöhret sahibi oldu. Enver Paşa, Sudanlı Musa’nın başarılarını göz ardı etmeyerek onu gördüğü her yerde iltifatlar ile karşıladı.

Çanakkale Savaşı’nda üstün bir gayretle direnişte bulunan Sudanlı Musa ve Kuşçubaşı Eşref, 43 kişiden oluşan bir ekiple birlikte Yemen’deki 7. Orduya altın götürmek için gittiler. Hicaz-Yemen Cephesi, İngiliz – Arap birliklerinin birlikte hareket ettiği bir cephe idi. Kuşçubaşı Eşrefle Sudanlı Musa’nın 43 kişilik ekibi, Hayber’de 25 bin kişilik bir İngiliz/Bedevi askerler tarafından baskına uğradı. Savaş sonrasında Kuşçubaşı Eşref, maalesef İngilizlere esir düştü. Sudanlı Zenci Musa ise yaralı bir şekilde İngilizlere esir olmaktan kurtulmuştu. Çıkan karmaşadan da faydalanarak altınları da kaçırdı ve Eşref Bey’in ulaştırmak istediği yere altınları ulaştırdı.

İstanbul yılları… 

Zenci Musa, 1. Dünya Savaşı’nın ardından Anadolu’daki İstiklal mücadelesine destek olmak için İstanbul’a gitti. İstanbul’da kendisine kahyalık görevi teklif edildi. Bu teklifi kabul etmedi. Devlet yetkililerinden gelen emeklilik teklini de “ben bu yoksul, garip milletten emekli maaşı alamam” diyerek reddetti. Karaköy Gümrüğünde hamallık yaparak geçimini sağladı. Geceleri de boş durmadı ve Anadolu’ya gizlice silah kaçırılmasına önayak oldu.

Bir gün İngiliz General Harrington, gümrükte Zenci Musa ile karşılaştı. Yanındakilere onun kim olduğunu sordu. Yanındakilerse onu ”300 bin altını kaçıran kişi” olarak tanıttı. Bunun üzerine General Harrington, ”bizimle çalışırsan seni altına boğarım” diyerek Zenci Musa’ya kendilerine çalışması için teklif yaptı. Ancak Musa verdiği cevap adeta Osmanlı tokadı gibiydi “Her teklif herkese yapılmaz. Bu teklif beni rencide eder. Benim devletim Osmanlıdır. Bayrağım ay yıldızlı bayraktır. Komutanım Eşref Bey’dir. Bu iş bitmedi. Sizinle mücadelemiz devam edecek.”

Zenci Musa daha sonra Üsküdar’da bulunan Özbekler Tekkesi’ne yerleşti. Burada yaşantısını sürdürürken 1919 yılında verem yüzünden hayata gözlerini yumdu. Fakat geride, birçok savaşta gösterdiği başarılarla kahramanlıkları kaldı. Defin işlemleri için gelenler onun çantasında Kuran-ı Kerim, Eşref Bey’in resmi, kefen bezi ve bir Osmanlı haritasıyla karşılaştı. Bu eşyalar Sudanlı Zenci Musa’nın tüm hayatını özetler nitelikteydi.

  • Sudanlı Zenci Musa kabri, Üsküdar Özbekler Tekkesi Mezarlığı’nda bulunmaktadır.

Sudanlı Musa hayatı

Sudanlı Musa’nın hayatı, pek çok fedakarlıktan örülüdür. Osmanlı Devleti’nin buhranlı dönemlerinde yetişen ve iyi bir eğitim alarak kendini belli eden Sudanlı Musa; Trablusgarp, Çanakkale ve Balkan Savaşları’nda gösterdiği kahramanlıklar ile adından söz ettiren bir insan oldu. Bilindiği üzere 20. yüzyılın bilhassa ilk 15 senesi, Osmanlı Devleti için oldukça kötü geçen bir dönemdi. Bu dönemde Osmanlı Devleti’nin toprakları, pek çok büyük devlet tarafından paylaşılmak isteniyordu.

Osmanlı Devleti’nin sürüklendiği felaket, kendini 19. Yüzyılda hazırlamış idi. 20. yüzyılda ise başlayan felaketin devamı ilmek ilmek işleniyordu. İtalya ile 1911 yılında gerçekleştirilen Trablusgarp Savaşı, Osmanlı güçlerinin Trablusgarp şehrine denizden ve karadan gidememesi nedeni ile oldukça zorlayıcı bir savaş idi. Bu dönemde Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere pek çok isim, Trablusgarp’a gizliden gitmeyi başarmış ve İngilizlere karşı göğüs göğse mücadele etmişlerdi. Bunlardan bir tanesi de Sudanlı Zenci Musa idi. O da İtalyan birliklerine karşı kahramanca mücadele etmişti. 1912 yılında Derne talimlerinde ise uzun süre birlikte olacakları Kuşçubaşı Eşref ile tanışmış ve onunla çeşitli cephelerde bulunmuştu. Kuşçubaşı Eşref’in emir eri olan Sudanlı Musa, başarılarını takdir ettiği bu kişiyi altın ile ödüllendirmek istemiş fakat Sudanlı Musa, altın için savaş vermediğini belirterek bu altını reddetmişti.

Balkan Harbi’nde de görev alan Sudanlı Musa, bu savaş sonrasında Osmanlı Devleti’nin Çanakkale Savaşı’ndaki cephelerden bir tanesi olan Süveyş Kanalı Cephesi’ne takviye yapmak istemesinden sonra Kuşçubaşı Eşref ile bu cepheye gider. Birlikte bu cephede kıyasıya bir mücadele vererek ardından Yemen Cephesi’ne geçerler. Bu cephede Kuşçubaşı Eşref İngilizlere esir düşmüş ve Sudanlı Musa ise esir olmaktan kurtulmuş ve Üsküdar’da bir tekkede yaşantısını sürdürürken 1919 yılından veremden hayatını kaybetmiştir.

Zenci Musa, Trablusgarp Savaşı yıllarında…

Sudanlı Musa neden önemli

Sudanlı Musa’nın kahramanlıkları, birçok insanın dilindedir. Çünkü sırası ile;

  • Trablusgarp Savaşı
  • Balkan Savaşı
  • Çanakkale Savaşı’nda bulunmuş ve bu savaşlarda devletini yabancı güçlere karşı canı pahasına korumuştur.

Yabancı devletlerin parçalamaya çalıştığı Osmanlı Devleti, son dönemlerinde çok sayıda savaş içerisine girmiştir. Kaynakların kıt olduğu ve devletin yabancı kuvvetler ile çevrildiği bir dönemde, Sudanlı Zenci Musa gibi hiçbir menfaat göstermeyen kahramanların olması oldukça önemli idi. Bu nedenle canı pahasına savaşan Sudanlı Musa, Osmanlı Devleti’nin kahramanlarından bir tanesidir.

Bunun yanı sıra Mondros Ateşkes Antlaşması sonrasında Anadolu’da başlatılan Millî Mücadele, İtilaf Devletlerine karşı büyük bir bağımsızlık mücadelesi idi. Zenci Musa, bu mücadeleye destek vermek için İstanbul’a geldi. İtilaf kuvvetlerinin İstanbul’u işgal etmesi sonrasında Karaköy Gümrüğü’nde bulunan İngiliz komutan, burada hamallık yapan Zenci Musa’nın kendilerine tabi olmasını teklif eder. Fakat Sudanlı Zenci Musa, bunu kesinlikle kabul etmez. Çünkü o, vatanının bağımsız olabilmesi adına yoğun bir mücadeleye girmiş bir isimdi. 1919 yılında veremden hayatını kaybeden bu kahraman, geride pek çok başarılı iş bırakmış ve birçok insanın takdirini kazanmıştı.

Yorumlar
  1. Songül says:

    Sudanlı Musa, Osmanlı’nın ne kadar büyük coğrafyaya ve ne kadar büyük yüreklere dokunduğunun göstergesidir. Detaylı bilgi için teşekkürler.